7.1.12

The Neighborhood






My apartment hunt is still going on. I'm trying very hard not to be discouraged by seeing all these worn-out apartments. I have to admit that it makes me miss my home in Cobble Hill, with its old-fashioned wooden shutters, tiny kitchen and the neighborhood surrounding it. I loved taking long walks, stopping by the local coffee shop, the bookstore and then pick up some fresh bread from the bakery and wonderful cheeses from the tiny shop.

There is no such thing as perfect of course. We must mightily try to make the best out of a given situation and know how to be happy about it. So, I've decided that I'll be content if my new apartment has only two of the followings: Lots of light. A garden. Open Kitchen. A bathroom that doesn't require renovation. White walls. Hardwood floors. Permission to paint the dark doors and the cupboards. A nice neighborhood.

Fair, right?

Ev arayışım hala devam ediyor. Bu eski ve dökülen evleri gördükçe hevesimi kırmamaya çalışıyorum. Ama itiraf etmeliyim ki eski tarz ahşap pencereleri, minicik mutfağı ve etrafı sarmalayan tatlı mahallesiyle Cobble Hill'deki eski evimi çok özlüyorum. Uzun yürüyüşler yapardım. Köşedeki cafésine, kitapçısına uğrar ordan da fırından taze ekmekle minicik peynir dükkanından harika peynirler alırdım.

Tabii ki mükemmel diye birşey yok. Elimizden geldiğince içinde bulunduğumuz durumla en iyisini yapmaya çalışıp mutlu olmayı bilmeliyiz. O yüzden karar verdim ki eğer gelecek evimde bu listeden sadece ikisi olursa memnun olacağım: Bol ışık. Bahçe. Açık amerikan mutfak. Renevasyon gerektirmeyen bir banyo. Beyaz duvarlar. Parke. Koyu renk kapı ve dolapları boyama izni. Güzel bir mahalle.

Mantıklı, değil mi? 


* 1) Photo via Note to Self 2) Photo via Just Be Splendid 3, 4) Photos via Jacklyn Paige 5) Photo via Crush Cul de Sac

No comments:

Post a Comment