Merry Christmas sweets! I hope you're having a wonderful time by your tree, cozy and warm, with dearest friends and family. I myself had an exhausting weekend (hence the silence) so staying in with a healing cup of Hot Toddy does sound pretty appealing right about now.
This weekend had steep ups and downs, not just for me but for my friends as well. We had to manevour around disappointments, keep our emotions in check and manage our relationships. When I think about it, the common thread between all of our stories was expectations.
As I was growing up, my mother always warned me to get rid of my expectations or at least, keep them to a bare minimum. I always rebelled against this cynical viewpoint, and refused to expect the worst from people. But throughout my life, the pendulum of hope harshly swang from one side to the other. With naivite and excitement, when I expected someone (and not necessarily a lover) to treat me exactly how I would treat them, I sank deep into disappointment. Then with my heart broken, I shut down completely, adopting my protective mother's approach as a self-defense.
But as with everything else in life, it is a delicate balancing act. There is a difference between expecting the worst and lowering expectations. Expecting the worst comes through a deeply rooted fear and mistrust. Lowering expectations however, comes through knowledge and acceptance of others and yourself. Within the frame of your values, principles and standards, do what Lao Tzu advices, "Act without expectation." You'll be surprised with the results and the lightness it will bring to you. Wishing you all a light and peaceful Christmas that will surpass your expectations.
Herkese mutlu Noeller! Kutlamasanız bile umarım Yılbaşı ağacınızın yanında, aile ve dostlarınızla sıcak ve tatlı bir zaman geçirerek bu sezonun keyfine varıyorsunuzdur. Bendeniz oldukça yorucu bir haftasonu geçirdim (birkaç gündür süren sessizliğim ondan ötürü) ve şu an evde kalıp sakinleştirici bir fincan Hot Toddy içmem kulağa oldukça hoş geliyor.
Bu haftasonu çok dik iniş çıkışlarla doluydu, sırf benim için değil arkadaşlarım için de bu geçerli. Hayalkırıklıklarımızın etrafında manevralar yapmak, duygularımıza bir çeki düzen vermek ve ilişkilerimizi yönetmek zorunda kaldık. Ve oturup düşündüğümde hepimizin hikayesinin ana teması beklentiler.
Ben büyürken annem hep bana beklentilerimi tamamen silmem gerektiği, silemiyorsam da en aza indirgemem gerektiği konusunda uyarmıştır. Ama ben hep isyan ettim bu kötümser yaklaşıma karşı ve insanlardan en kötüyü beklemeyi reddettim. Ama hayatım boyunca o umut pendulumu sertçe bir tarafdan öteki tarafa sallandı durdu. Saflık ve heyecanla birinin (bu sırf sevgili anlamında değil), ben onlara nasıl davranırsam bana da aynen o şekilde davranacağını beklediğim zamanlar hayalkırıklıklarının derinliğine dalıp kayboldum. Ve kırılmış kalbimle bu sefer de tamamen kapanıp defansa geçtim, koruyucu annemin uyarısını fazlasiyla özümseyerek.
Ama hayattaki diğer herşey gibi, bu da ince bir denge oyunu. En kötüyü beklemekle beklentileri düşürmek arasında bir fark var. En kötüyü beklemek derin bir korku ve güvensizlikten gelirken, beklentileri düşürmek kendimizi ve başkalarını tanıyıp kabullenmekten geliyor. Kendi değer, prensip ve standartlarınız çerçevesinde, Lao Tzu'nun öğretisini uygulayın, ''Beklentisiz yapın.'' Sonuçlara ve size getirdiği hafifliğe şaşıracaksınız. Hepinize tüm beklentilerinizi geçecek güzel ve huzurlu bir Yılbaşı sezonu diliyorum!
* 1) Photo via unknown 2) Photo via Jacklyn Paige 3) Photo via This is Glamorous 4) Photo via Pretty Stuff 5) Photo via Anthropologie 6) Photo via Dustjacket Attic 7) Photo via Roman-Holiday 8) Photo via Pretty Stuff 9) Photo via From Paris to London
No comments:
Post a Comment