Hello Sweets! How about this blizzard we're having in Istanbul? It's been snowing all day long, wildly white and beautiful. I can watch it all day long. It's a perfect night to be staying in all cozy, hiding under a warm blanket with a nice glass of mulled wine. And if you're sick of watching the snow and wanna watch a movie instead, this post is just for you.
I have a thing for films made from late 1960s to 70s. With its graphically violent ending, Bonnie & Clyde rebelled against the harsh censorship of big production companies, opening the gateway to a new wave of story-telling in cinema. Maybe that is why I find the movies from that era so refreshing. In whatever genre it is, whether it be drama, comedy or horror, they explore the human condition with such unique depth. They don't underestimate the intelligence of the audience. They enthusiastically explore different styles of story-telling and what is surprising is just how relatable these stories still are.
I will sound like an old Englishman sitting in a leather chair, smoking a pipe, but I am indeed bored with the easy-formula, straight out of a factory movies of today. And ironically, for something more exciting, challenging and new, I go back to 1967-1979, where the end of censorship inspired and motivated the bright movie-makers before stepping in to the still brilliant, but totally campy realm of the 80s.
My list is long. But here are some of my ultimate favorite movies, varying in genres. Just click on the titles to watch the trailers. Be warned. They are original trailers so the are totally cheesy. Happy watching!
Merhaba şekerler! Istanbul'da yaşadığımız tipi nasıl ama? Bütün gündür kar yağıyor, çılgın, beyaz ve çok güzel. Ve bütün gün karı seyredebilirim. Evde kalıp sıcacık battaniyenin altında saklanıp bir bardak sıcak şarap içmek için harika bir akşam. Ama karı seyretmek yerine bir film seyretmeyi tercih ediyorsanız, bu yazı am size göre.
1960'ların sonlarından 1970'lerin sonlarına kadar çıkan filmlere karşı bir ilgim var. Bonnie & Clyde'ın vahşetli ve grafik son sahnesiyle büyük yapım şirketlerinin sert sansürlerine isyan etmesi, sinemada yeni bir dalga yarattı ve kapıyı yaratıcılığa açtı. Belki de bu yüzden o döneme ait filmler bana bu kadar kadar taze geliyor. Hangi tarzda olursa olsun, drama, komedi veya korku, insanların durumunu benzersiz bir derinlikle inceleyip keşfediyor. Seyircinin zekasını küçümsemiyor. Heyecanla bir hikayeyi anlatmanın değişik yollarını sorguluyor. Ve şaşırtıcı olan bu hikayelerin hala günümüzde geçerli olması.
Şimdi kulağa elinde piposu deri koltuğa kurulmuş bir İngiliz gibi geleceğim ama günümüzün kolay formulalı, fabrikadan fırlama filmleri beni çok sıkıyor. Ve ironik bir şekilde, heyecan veren, düşündüren, yeni bir film seyretmek için, sansürün kalkmasıyla parlak filmcilere ilham verip motive eden, ve 80 yılların gene inanılmaz ama bir o kadar abartılı alemine girmeden, 1967-1979 yıllarına geri dönüyorum.
Listem uzun. Ama yukarıda, işte bu döneme ait baş favori filmlerimi bulabilirsiniz. Fragmanlarını seyretmek için başlıklarına tıklamanız yeterli. Ama uyarıyorum. Fragmanlar orijinal olduğundan oldukça abartılı. İyi seyirler...
* 1) Photo via Haute Faves Deux 2) Photo via Crush Cul de Sac 3) Photo via Roman-Holiday 4) All Posters from IMDB
No comments:
Post a Comment