I never really liked Meyhanes (taverns). The few times that I've tried, my sincere excitement in the beginning of the night either melted down along with raki drinking patrons singing melancholic Turkish songs, or got pounded by patrons climbing on chairs dancing with ''hands in the air.'' In either extremes, I never felt at home. Because for me, a place serving mezes (tapas), is an intimate place for sharing the joy of life with friends and family... through food.
Opened by the owners of the Lemon Tree Hotel in Bodrum and located right across from Pera Palace, Meze by the Lemon Tree is a sweet and cozy restaurant with only 7 tables. It gets its inspiration from the concept of a Meyhane, all the same differentiating itself with its selective choices, sophistication of the food, serene ambiance and enthusiastic staff.
The menu is prepared with fresh, traditional ingredients and gets renewed with each season. What is great about it is how they take these classic dishes and give it a fresh, subtle twist that make the flavors all the more rich and exciting. The chestnut onion, tahini eggplant puree and the cheese dolma are some of my favorites. As we move on to warms starters, shrimp casserole with ginger-paprika puree, and the rose shaped pastry with cheese steal the show. And as for the main course, from the various meat and fish dishes, the seabass fillet enveloped in paper with almonds and apricots was quite memorable.
As my friends and I wrap a beautiful night of sharing a delicious meal, good conversation and plenty of laughter in this quiet restaurant, we eye each other suspiciously. Do we dare order dessert? Oh yes we do! Bananas topped with honey, almonds, and clotted cream with Chili sauce, is the perfect bitter-sweet end to a night spent at this lovely restuarant, that frees itself from all the clutter and the chaos, and brings it down to what mezes are all about. Sharing the small pleasures in life.
Meyhaneleri bir türlü sevememişimdir. Ne zaman gitsem, gecenin başlangıcındaki heyecanım ya rakı içen mayhoş müşterilerin melankolik türküleriyle eriyip gitmiştir, ya da sandalyelere tırmananların ''eller havaya'' danslarıyla ezilmiştir. Her iki ekstremde de kendimi rahat hissetmemişimdir. Çünkü meze sunan bir yer benim için hayatın keyfini, yemekler üzerinden yakın dostlarla paylaşabileceğim samimi bir yerdir.
Bodrum'daki Lemon Tree Otel'inin sahipleri tarafından Pera Palace'ın hemen karşısında açılan Meze by the Lemon Tree, 7 masasıyla tatlı ve sıcak bir restoran. İlhamını Meyhane kavramından almasına rağmen kendi farkını selektif seçenekler, sofistike yemekler, sakin ortamı ve hevesli çalışanlarıyla yaratıyor.
Menü, geleneksel taze malzemelerle hazırlanıp mevsim değişikliğiyle beraber yenileniyor. Alıştığımız, klasik mezelerin büyük incelik ve ustalıkla değişik versiyonlarını yaratmaları, alışılmadık ve heyecanlı lezzetler ortaya çıkartıyor. Kestaneli soğan, tahinli patlıcan, ezine peynirli dolma favorilerim arasında. Ara sıcaklara geçtiğimizde ise zencefil ve biberli karides güveç ile gül böreği öne çıkıyor. Ana yemeğe gelince, çeşitli et ve balık seçeneklerinden kayısı ve bademli kağıtta levrek, hafızalara yerleşti.
Arkadaşlarla böyle güzel bir yemeği paylaştığımız, harika sohbetler ettiğimiz ve bol bol güldüğümüz keyifli gecenin sonunda, birbirimizle şüpheyle bakıştık. ''Tatlı da paylaşır mıyız?'' Tabii ki! Acı soslu, ballı, bademli, kaymaklı muz, tatlı-acı lezzetiyle mükemmel bir son oldu, kendini kargaşa ve kalabalıktan arındırmış, mezenin gerçek anlamını öne çıkartan bu hoş restorandaki gecemize. Hayattaki ufak lezzetleri paylaşmak...
No comments:
Post a Comment